27 Nisan 2009 Pazartesi

Bİr Elim Nisan Diğeri Eylül



Ana uygun şarkı bulunamıyor ya bazen an işte öyle bir an… sessizliği anın gediğine oturtup devam ediyorum…
Nisan mevsimi bitmek üzere, mevsimler ne kadar kısa aylar ne kadar uzun ve eylül mevsimine daha ne kadar uzun aylar ya da başkalarının mevsimleri var… şimdi eylüle özlemi… eylül için birikiyor… nisandan deriyor eylüle… iki yalnızlık arası yalnızlık onun ki, yan yana ama bambaşka yalnızlıkları… bir eli nisanla diğer eli eylülle tutuşmuş, aklı bir çağ göstergesinin tam 0 noktası… yeşertiyor, solduruyor.. ikisine de adil duruyor… birbiriyle toplayınca avuçlarındakini, aklında miladını yazıyor her seferinde…bu yüzden kalbiyle yaşıyor, kalbiyle yapıyor… eylül yanıyla nisan yanını avuçlarında harmanlayıp kalbindeki süveydayı boyuyor...

Düşük enstantane bir fotoğraf karesinde her anı tekrar tekrar yaşarcasına, en sevdiği şarkıyı duymak, en sevdiği renkle boyanmak istiyor…rüzgara saçlarından başka hiçbir şeyini vermemek hep ona karşı dik başlı yürümek…bazen içinden geçmek bazen içinden geçirmek istiyor rüzgarı… hangisi büyüklüktür diye hiç düşünmemek… biri nisan rüzgarıdır biri eylül nede olsa demek… eylülle nisanın elinden tutmak, yalnızlıklarını aynı renge boyayıp, yalnızlıklarının birlikte olmasını sağlamak tek derdi…

Süveydası artık esved değil şimdi… nisan mevsiminin yanakları kızardı, çileklerin en lezzetli zamanı, nisanın heyecanıydı…eylülde çilek kokusu duymak, O'nun için yaşıyor olmak bu olmalıydı…



Sessizliği usulca kucağıma aldım, uyuya kalmış anın gediğinde… şarkı başladı…sessizliğimi uyandırmaz “uçurtmalar”... bana ses olur, nisana ninni, eylüle çilek kokulu bir rüya…

EsseLam
Ferah-aver

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder